info@kocgundoganhukuk.com
Fevzi Çakmak-1 Sokak, Ümit Ap. 22/7, 06430 Kızılay Çankaya/Ankara

NAFAKA

İŞTİRAK NAFAKASI

Tarafların sosyal ekonomik durum araştırmaları yapılmış, buna göre, davacının ev hanımı olduğu, vefat eşinden dolayı 1.000 TL maaş aldığı, davalı tarafından alınan Ankara Mamak’ta bir dairesi ve 300.000 TL değerinde 2014 model mercedes marka aracının bulunduğu, davalının ise bağkur emeklisi olup 1.367 TL emekli maaşı aldığı, ayrıca ortağı olduğu şirketlerin bulunduğu, 2016 model BMW marka aracı, İzmir Konak’ta arsa vasıflı bir taşınmazının bulunduğu, bu taşınmazda davalının hissesinin değerinin 5.110.650,00 TL olduğunun İzmir …sayılı dosyası ile tespit edildiği,  Mersin Mezitli, Erdemli ve Yenişehir, Ankara Etimesgut  ve Çankaya, Elazığ Sivrice,  Diyarbakır Kayapınar ve Bağlar’da olmak üzere toplam 102 adet taşınmazının bulunduğu uyap üzerinden alınan SGK, araç ve tapu kayıtları, tapu müdürlüklerinin cevabi yazıları, kolluk araştırması ve tüm dosya kapsamından belirlenmiştir. Yine  dinlenen davalı tanığı Hamza, davalı babasının 66 tane taşınmazının olduğunu, bunların 3-4 tanesinin dükkan olduğunu, sekiz taşınmazdan kira geliri elde ettiğini, kira gelirinin ne kadar olduğunu bilmediğini,  geçmişteki ticari bir ilişkisinden dolayı çekmiş olduğu kredi nedeni ile davalının %20 ortağı olduğu  şirket tarafından aylık 25.000 TL ödendiğini, şirketin %80’inin annesine ait olduğunu, kendisinin ve kardeşlerinin oturdukları evin davalı babasına ait olduğunu, babasının kısıtlanmadan önce müteahhitlik yaptığını beyan etmiştir.

Böylelikle tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, ihtiyaç durumları ile geçim koşulları ve her iki tarafın çocuğun giderlerinden ortak sorumlulukları gözetilerek, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları ile TMK 4. Maddesinde düzenlenen hakkaniyet ilkesi nazara alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

Davanın KISMEN KABULÜ ile;

1-Tarafların müşterek çocukları ….. yararına dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 6.000 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,  fazlaya ilişkin talebin reddine,

İŞTİRAK NAFAKASI

Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanlar ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakta yükümlüdür. Diğer taraftan iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları göz önünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeni ile emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olan harcamalarında dikkate alınması zorunludur.

Somut olayda tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları nafakanın niteliği müşterek çocukların yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, ekonomik göstergelerdeki değişim, üfe artış oranı ve özellikle nafaka yükümlüsünün tespit edilen gelir durumu, davacının gelir sahibi olmayışı, TMK 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkeleri göz önüne alındığında çocuklar için ödenmekte olan iştirak nafakaların bu davanın açıldığı tarihten geçerli olmak üzere ayrı ayrı 700’er TL ye,  yükseltilmesi adalate uygun düşeceği sonuç ve kanaatine varılmış aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle

1-Davanın kısmen kabulü ile : Ortak çocuklara  ödenmekte  olan  iştirak nafakasının bu davanın açıldığı 20/03/2018 tarihinden itibaren  ayrı  ayrı  700,00’er TL ye,  yükseltilmesine, bu şekilde  davanın kısmen kabulüne  kısmen reddine,

DAVA DİLEKÇESİNDE TALEP EDİLMEYEN YOKSULLUK NAFAKASI ISLAHLA EKLENEMEZ.

T.C. Yargıtay

2.Hukuk Dairesi

Esas: 2016/22195

Karar: 2017/1205

Karar Tarihi: 08.02.2017

BOŞANMA DAVASI – DAVACI ERKEĞİN TALEP SONUCUNUN GENİŞLETİLMESİNE AÇIK MUVAFAKAT BİLDİRMEDİĞİ GİBİ DAVALI TARAFINDAN YAPILMIŞ BİR ISLAH İŞLEMİ BULUNMADIĞI – YOKSULLUK NAFAKASI TALEBİ HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA KARARI VERİLMESİ GEREĞİ

ÖZET: Davacı erkek talep sonucunun genişletilmesine açık muvafakat bildirmediği gibi, davalı tarafından bu konuda yapılmış bir ıslah işlemi de bulunmamaktadır. Bu sebeple yoksulluk nafakası talebi hakkında ”karar verilmesine yer olmadığına” kararı verilecek yerde yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru olmamıştır.

(6100 S. K. m. 141)

Dava ve Karar: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından, nafakalar yönünden, davalı kadın tarafından ise, tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davalı kadının tüm, davacı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-Dava, Hukuk Muhakemeleri Kanunu yürürlüğe girdikten sonra 06.02.2013 tarihinde açılmış, davalı kadın usulüne uygun şekilde dava dilekçesi tebliğine rağmen cevap dilekçesi vermemiş, davet edildiği ön inceleme duruşmasına katılmamıştır. Davalı kadın, Dairemizin bozma ilamından sonra 17.03.2015 havale tarihli dilekçesiyle tazminat ve nafaka talebinde bulunmuştur.

Hukuk Muhakemeleri Kanununun 141. maddesinde “Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise, ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez; iddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır.” hükmü bulunmaktadır.

Davalı kadın önceki aşamalarda yoksulluk nafakası talep etmemiş; ancak tahkikat aşamasında 500 TL nafaka talep etmiştir. Davacı erkek talep sonucunun genişletilmesine açık muvafakat bildirmediği gibi, davalı tarafından bu konuda yapılmış bir ıslah işlemi de bulunmamaktadır.(HMK m. 141). Bu sebeple yoksulluk nafakası talebi hakkında ”karar verilmesine yer olmadığına” kararı verilecek yerde yazılı şekilde yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru olmamıştır.

Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın davalıya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 143.50 TL temyiz başvuru harcı peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran davacıya geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 08.02.2017 (¤¤)