Esas Yıl/No: 1998/2011
Karar Yıl/No: 1998/2434
Karar tarihi: 19.10.1998
MEMURUN GÖREVİNE SON VERİLMESİ – MEMURUN ADAYLIK SÜRESİ
ÖZET: İki yıllık süre sonunda asaletinin onaylanmasına engel durumu bulunmayan ve idarece iki yılın sonunda görevine son verilmesine gerekli kılacak saptamalarda bulunulmaksızın memurluk statüsü sürdürülen davacının asil memur statüsünü kazandığının kabulü gerektiğinden hakkında 657 sayılı Yasanın 56. ve 57. maddeleri uygulanamaz.
(657 S. K. m. 54, 56, 57, 58)
Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı): Adalet Bakanlığı
Karşı Taraf: …
Vekili: Av….
İsteğin Özeti : Dava aday infaz ve koruma memuru olan davacının, 657 sayılı Yasanın 56. ve 57. maddeleri uyarınca görevine son verilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İzmir 1. İdare mahkemesinin 22.4.1998 günlü E:1997/600, K:1998/262 sayılı kararıyla; 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 56. maddesinde; “Adaylık süresi içinde temel ve hazırlayıcı eğitim ve staj devrelerinin her birinde başarısız olanlarla, adaylık süresi içinde hal ve hareketlerinde memuriyetle bağdaşmayacak durumları, göreve devamsızlıkları tespit edilenlerin sicil amirlerinin teklifi ve atamaya yetkili amirin onayı ile ilişkileri kesilir.” hükmünün yer aldığı, 57. maddesinde de, “Adaylardan en geç iki yıl içinde Devlet memuru olabilmeleri için olumlu sicil alamayanların sicil amirlerinin teklifi ve atamaya yetkili amirin onayı ile ilişkileri kesilir.” kuralına yer verildiği, aynı Kanunun 58. maddesinde ise; “Adaylık devresi içinde eğitimde başarılı olan ve olumlu sicil alan adaylar, sicil amirlerinin teklifi ve atamaya yetkili amirin onayı ile onay tarihinden geçerli olmak üzere asli memurluğa atanırlar. Asli memurluğa geçme tarihi adaylık süresinin sonunu geçemez.” hükmünün yer aldığı, yine aynı Kanunun 54. maddesinde Devlet memurunun adaylık süresinin bir yıldan az iki yıldan çok olamayacağı kuralının getirildiği, dosyanın incelenmesinden: davacının 10.1.1994 tarihinde … Kapalı Cezaevinde aday infaz koruma memuru olarak göreve başladığı, iki yıllık adaylık süresinin sonunda … Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanlığı’nca, asaletinin tasdik edilmemesine ve adaylık süresinin bir yıl daha uzatılmasına ilişkin 7.2.1996 tarih ve 72 sayılı kararın alınarak ilgiliye tebliğ edildiği uzatılan adaylık dönemi içinde sicil raporunun olumsuz düzenlendiği ve sicil amirlerince asli memurluğa atanamayacağı yolunda teklifte bulunulduğu, bunun üzerine … Adli Yargı Adalet Komisyonu’nun 6.6.1997 tarih ve 457 sayılı kararı ile 657 sayılı Kanunun 56. ve 57. maddeleri uyarınca memuriyetle ilişiğinin kesilmesine karar verilerek aynı yönde bakan oluru alındığının anlaşıldığı, yukarıda anılan yasanın 54. maddesinde, devlet memurlarının adaylık sürelerinin iki yıldan çok olamayacağına ilişkin emredici kuralı bulunduğu yani adaylık süresi sonunda görevinde yeterli olduğu sabit olanların asaletinin onaylanacağı, görevini yapamayacağı anlaşılanların ise yine aynı sürenin sonunda görevlerine son verilmesi gerekeceğinin açık olduğu, buna rağmen davalı idarenin iki yıllık azami adaylık süresi sonunda, buyurucu yasa kuralı da gözardı edilerek ilgilinin adaylık süresini bir yıl daha uzatmış olmasından, davacının durumunu olumsuz yönde etkileyecek hukuksal sonuçlar çıkarılamayacağı, ayrıca 10.1.1994 tarihinde aday infaz ve koruma memuru olarak göreve başlayan davacının iki yıllık adaylık süresi içindeki sicillerinin olumlu olduğu, hal ve hareketlerinde memuriyetle bağdaşmayacak durumlarının ve göreve devamsızlığının da saptanmadığı, gözönüne alındığında, iki yıllık süre sonunda asaletinin onaylanmasına engel bir durum da olmadığı, zira davalı idare, davacının adaylık süresini uzatma suretiyle de olsa memurluk statüsünü sürdürdüğüne ve iki yılın sonunda davacının görevine son verilmesini gerekli kılacak saptamalarda bulunmadığına göre, artık davacının asil memur statüsünü kazandığının kabulünün gerekeceği ve iki yıllık süre sonundaki durumunun aday memur statüsünde mütaala edilemeyeceği, adaylık dönemini tamamlayıp asaleti onaylanan memurların görevlerinin sona ermesinin ancak 657 sayılı Yasanın 98. maddesinde belirtilen hallerde mümkün olduğu, oysa davacının görevine son verilmesine ilişkin işlemde bu hallerden herhangi birinin bulunmadığı, bu durumda, davacının uzatılan adaylık süresi içinde olumsuz sicil aldığı gerekçesiyle görevine son verilmesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Davalı idare, 657 sayılı Yasanın 54. maddesinde adaylık süresinin iki yıldan çok, bir yıldan az olamayacağı kuralına yer verildiğini ancak, hatalı bir işlemle davacının adaylığının bir yıl daha uzatılmasının ilgili açısından kazanılmış hak oluşturamayacağını öne sürmekte ve idare mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti: Temyizi istenen kararın usul ve kanuna uygun olduğu, ileri sürülen nedenlerin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesine uymadığı, bu nedenle istemin reddi gerekeceği yolundadır.
Danıştay Tetkik Hakimi: Sevcan Gülsen
Düşüncesi: İdare mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından anılan kararın onanması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı: Zeynep Kavlak
Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin, fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür. … 1. İdare Mahkemesince verilen 22.4.1998 günlü E:1997/600, K:1998/262 sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep de bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına, 19.10.1998 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
AZLIK OYU
İnfaz ve Koruma aday memuru olan davacının 657 sayılı Yasanın 56. ve 57. maddeleri uyarınca görevine son verilmesi yolundaki işlemin iptali istenilmektedir.
Dosya içindeki bilgi ve belgelerden 10.1.1994 tarihinde aday infaz koruma memuru olarak göreve başlayan davacının iki yıllık süre sonunda, adaylık dönemindeki tutum ve davranışları incelenerek adaylığının tasdik edilmediği ve bir yıl daha uzatıldığı anlaşılmıştır. Bu bir yıllık süre içinde de davacının olumsuz sicil alması nedeniyle asli memurluğa atanmayarak ilişiği kesilmiştir. Davacının iki yıllık adaylık süresi sonunda ilişiğinin kesilmesi gerekirken sürenin bir yıl daha uzatılması davacı için kazanılmış hak oluşturmaz. Deneme süresi içinde davacı uyarma cezaları aldığı gibi 1994 yılı sicil notu 63, 1995 yılı sicil notu 60″ puan gibi olumlu olmakla beraber olumsuzluk sınırında oluşu, 1996 yılı sicilinin ise olumsuz olması, ayrıca sicil amirlerinin de: davacının bu görevi yürütülemeyeceğini belirtmiş olmaları karşısında davalı idarece tesis edilen işlemde hizmet gereklerine ve mevzuata aykırılık bulunmamaktadır.
Davanın reddi gerektiği oyu ile aksine oluşan çokluk kararına karşıyız.
Deneme Süresinde Güvenlik Soruşturması
Uyuşmazlığın çözümlenebilmesi için yapılan mahkememiz ara kararları üzerine, … Cumhuriyet Başsavcılığının 28.08.2020 tarihli cevabi yazısında davacı hakkında “taksirle ölüme neden olma suçu”ndan …. sayılı soruşturmanın derdest olduğu, birinci derece yakın akrabaları hakkında FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne üye olma suçu da dahil herhangi bir ihbar veya soruşturma kaydı bulunmadığı, Emniyet Genel Müdürlüğü Güvenlik Dairesi Başkanlığının …. tarihli cevabi yazısında davacı hakkında herhangi bir kamu kurum ve kuruluşu tarafından güvenlik soruşturması talebinde bulunulmadığı, Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Dairesi Başkanlığının ….. tarihli cevabi yazısında davacı ve birinci derece yakın akrabaları hakkında Terörle Mücadele Kanunu kapsamında bir bilgi belgeye rastlanılmadığı, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanlığının ….. tarihinde mahkememiz kayıtlarına giren cevabi yazısında adli birimlerin görüşlerinin esas alınmasının uygun olacağının belirtildiği, …İl Emniyet Müdürlüğünün … tarihli cevabi yazılarında davacı ve birinci derece yakın akrabaları hakkında FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü ve diğer yasa dışı terör örgütleriyle ilgili herhangi bir işlem kaydına rastlanılmadığının belirtildiği görülmektedir.
Bu durumda, davacının FETÖ/PDY terör örgütü üyesi olduğu veya anılan terör örgütü ile irtibatlı ve iltisaklı olduğu yönünde başkaca herhangi bir istihbari bilgi, emniyet tahkikatı, soruşturma veya kovuşturma da bulunmadığı, bununla birlikte somut hiç bir ek delil veya bilgi ile desteklenmeksizin yalnızca davacının kendi beyanında belirttiği kapatılan bir dershanede öğrenim görmesinden yola çıkılarak doğrudan Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ/PDY) ile irtibat veya iltisakı olduğu sonucuna ulaşılması, mümkün görülmediğinden dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.